29 Aralık 2013 Pazar

Italyanca bir pazar kaçamağı...

Yemek yapmak benim için gerçekten bir hobi diyebilirim. Yeni bir şeyler denemek ve kafa dağıtmak istiyorsam mutfak bunun için ideal bir mekan oluyor. Kendime bir süredir bu konuda vakit ayırmadığımı farkettim ve mutfağı da boş bulunca ne zamandır yapmak istediğim pesto soslu makarna için hazırlıklara başladım :)
I can say really, cooking is a hobby for me. Kitchen is the best place if i want to  try something new or to get rid of things in my mind . I noticed that i don't spare time for myself for a while and i started to prepare for pasta with pesto sauce when i found the empty kitchen.
Hala üzerimde dolaşan italyan ruhuyla İtalya'nın Genova şehrinden çıkmış olan pesto sosunu yapmaya hazırdım. Temel malzemelerim ise fesleğen,sarımsak,parmesan ve zeytinyağıydı sos için.
I was ready to make pesto sauce which comes from Genova city with  the spirit of the Italian circulating still on me.My basic ingredients are basil,garlic,parmigiano and olive oil for the sauce.
Hazır pesto soslarını hiç sevmediğim için tazesini yapmayı tercih ettim.Böylece bu malzemeler birleşti,karıştı ve güzel bir püre oldu. Sonrasında da makarnaya eklendi :)
I prefered to make fresh sauge because i don't like "ready pesto sauces". Thus, these materials were mixed and it was a nice puree. Then added to pasta.
Yemekden sonra tatlı olmadığını düşünemiyorum bir tatlı sever olarak... Kendisi de hafif bir italyan tatlısı olan "panna cotta" oldu. Tabi birazcık yalancı olanından :)
Görüntüleri kadar tatları da güzeldi söylemem gerekirse. Evde geçen lezzetli bir pazar günü için yeterliydi:)
I can't imagine that there isn't dessert after meal. So there was a light italian dessert"panna cotta". Of course it is a bit fake :)
I can say that they tastes were good as nice as images. It was enough for delicious sunday which is passing at home.
İyi Pazarlar...
Have a good last Sunday:)

22 Aralık 2013 Pazar

Oyuncaktan Bir Gün

Yıllardır bilip de gidemediğim,gidenlerin de çok beğendiği oyuncak müzesini bu hafta gezebildim sonunda. Gerçekten dedikleri kadar şirin ve güzel bir yermiş:) İstanbul'da yaşayıp henüz burayı bilmeyen çok kişi var o yüzden ben de fikir vermek için yazmak istedim.
Finally i had a chance to visit toy museum which i know for many years but couldn't go. Indeed, it's so cute and nice place. I wanted to write something about it for giving some idea because there are many people who lives in İstanbul and still don't know this place
Göztepe'de bulunan bu şirin köşk yıllar önce Sunay Akın tarafından oyuncak müzesine çevrilmiş. Daha kapıda zürafalar ve kurşun askerler karşılıyor sizi. İçeride ise çocukluğunuza geri dönüşü garanti edebilirim:) '20 lerden başlayan ve '80 lere kadar gelen sayısız oyuncak var müzede. 
This cute mansion has been converted into a toy museum by Sunay Akın years ago and it is located in Göztepe. Giraffes and lead soldiers welcomes you at the door. I can guarantee a return to your chilhood inside:) There are countless toy in the museum comes from '20s to 80's.
Müzede en hoşuma giden şeylerden biri de her bölümün ayrı bir konsepti olması ve oyuncakların bu konseptte toplanmasıydı. Favorim ise bir tren kompartımanı şeklinde döşenmiş odacıktı.
One of the things I liked the most in the museum of each chapter has a separate concept and the concept of toys were collected. My favourite one was the small room decorated like the form of a train compartment.
Bazı oyuncaklarla birlikte dönemin tarihi de anlatılıyordu. Savaşlar,hastalıklar,felaketler... Bunlar arasında beni en etkileyeni Hitler döneminin anlatıldığı bölümdü. Biraz iç burkan ve nasıl yapabilmiş!? dedirten bir kısımdı açıkçası. Her bir bölümün ses efektleriyle desteklenmesi de sizi ayrıca etkiliyor tabiki.
The history of the period was described with some toys. War, disease, disasters... Between them the most  influenced is the chapter about the Hitler area. It was a bit sad section. Each section is supported by sound effects also this affects you too.
Müze çok güzel evet ama buradaki en şirin bölüm en alt katta bulunan cafe dersem yalan olmaz sanırım:) Barbieyle Hansel ve Gratel'in evi karışımı bir yer burası. Burada da oyuncaklar sergilenmeye devam ediyor. Hatta içinde eski zamanlardan kalma bir bakkal bile var.
The museum is so beautiful but i think  if i say the cutest part of the museum is "cafe" it won't be a lie:) This place is like mix barbie and Hansel&gratel house. Here are the toys continue to exhibit. In fact, there is even an old grocery store in the cafe.
Gitmediyseniz umarım siz de ziyaret eder ve bir çay içip 1-2 saat çocukluğunuza dönersiniz. Şimdiden iyi eğlenceler:)
If you still don't go hopefully you'll visit there, drink a tea and will return to your chilhood in 1-2 hours. Have fun:)

2 Aralık 2013 Pazartesi

New Year Wishlist

Uzun ve dolu dolu geçen bir 2013ü geride bırakmamıza sadece bir kaç hafta kaldı ve ben yeni yıl için şimdiden heyecanlanmaya başladım:) Her yıl olduğu gibi bu yılın da bize neler getireceğini merak ediyorum. Umarım hepimiz için sevgi ve huzur dolu mutlu bir yıl olur...
Yeni yıl demişken de yeni şeylerin hayatıma girmesi fena olmaz diye düşündüm ve küçük bir liste yaptım. Umarım bu küçük bebekleri yıl içinde dolabımda görebiliriz:))
Only a few weeks we had to leave behind 2013 and i already started to be excited:) I am wondering like every year what will bring this year to us. I hope it will be a happy year with full of love and peace for us...
Speakin of the new year i thought it would be nice to new things get into my life and i did a small list. I hope we can see these new babies in my wardrobe during this year:)

PS: I know i had a long break but it wasn't a good period for writing blog but i'm back and miss so much to share something;) Take care guys xxC

9 Ağustos 2013 Cuma

Sexy Agent is back!

Ahh sonunda merakla beklediğim yeni Agent Provocateur koleksiyonu karşımızda;) İlk yorumum kesinlikle; ağız sulandırıcı ve heyecan uyandırıcı!
Birçok kadın gibi benimde en favori markalarımdan biri,hatta biraz daha fazlası. Tabi şimdilik sadece uzaktan bakabiliyorum o ayrı :D Ama itiraf edin kim güçlü,seksi ve hakim bir A.P kadını olmak istemezki ;)
Finally showing up new Agent Provocateur collection;) My first comment is mouth watering and exciting! It is one of my favourite brand as many woman, even a little bit more. Of course, now i just can look afar :D But please confess, who don't want to be a strong,sexy and dominant A.P woman? ;)

A.P yine tam karakterine uygun çok seksi,kışkırtıcı ve fetiş bir koleksiyon sunmuş. Markanın değişmez rengi siyahı, kırmızı,pembe,mavi,yeşil ve mor destekliyor.
A.P presented a sexy,provocative and fetish collection as a full character of itself
Yaz koleksiyonundan sonbahara yumuşak bir geçişle göz atmaya başlayabiliriz.
We can start to take a look a sof transition from summer to autumn collection.

Yaz koleksiyonuna masum bir seksilik katan çiçek desenleri, danteller,şifonlar ve ipeklerle birlikte yine kullanılmış.
Floral patterns added an innocent sexiness in summer collection.On the other hand lace, chiffon and silks used together again. 
Puantiyeler,tüller,kürkler ve 20ler esintileri de koleksiyonda dikkat çeken detaylar...
Polka dots,tulle,furs and inspired 20's are remarkable details of collection...

Vee markanın vazgeçilmez 2 detayı; vücudu saran şeritler ve dantel. Destekli korseler ve jartiyerlerle birleştirilmiş bu detayların nefes kesici olduğunu söylersem abartmam sanırım ;)
And 2 details the brand's essential, strips and lace. I don't exaggerate if i say that it is breathtaking with these details combined corsets and suspenders;)
Son olarak tabiki biraz Fetiş! Her zaman olduğu gibi yine elbiseler ve oyun kıyafetlerinde bu dokunuşa yer vermiş marka.(Ben siyah yarı transparan elbiseden gözümü alamıyorum sanırım:) ) 
Fetiş denince akla gelen 2 renk siyah ve kırmızı olduğu için bu renkleri gördüğümüze de şaşmayalım tabi. Bu iki rengi jartiyer çorabında birleştirmeleri de hoş olmuş. Püsküller ve deri detaylardan bahsetmiyorum bile, onlar olmazsa olmaz;)
Finally,of course, a little bit Fetish! As always in touch again, given the brand dresses and playsuits (I guess I can't get my eyes black semi-transparent dress:) )
When you think of fetish , two colors come to mind, black and red. I liked teo colors suspender sock also. I don't mention tassels and leather details, they have to be there ;)

Koleksiyona şöyle bir baktığımıza göre Irina Shayk ve hamile Penelope Cruz'lu süper seksi yeni sezon tanıtım videosuyla sizi yalnız bırakmak istiyorum;)
We just have looked at the collection so i wanna leave you alone with super sexy video of new collection with Irina shayk and pregnant Penelope Cruz :)


Stay sexy
Seksi kalın;)
xx Cansu

31 Temmuz 2013 Çarşamba

Dolce Vita

İki tatilsiz yıldan sonra geçtiğimiz haftaki Çeşme tatili ilaç gibi geldi doğrusu. Bir de buna ruhumun hala kopamadığı Milano'dan tanıdığım arkadaşlarım eklenince durum keyifli bir hal aldı.
S. bize 2köpek ve 1 kedili şirin evini açtı ve böylece deniz,güneş ve bol yeme-içmeli tatilimiz başlamış oldu.
After two years without having a  holiday,last week in Çeşme was what i needed. And it had became an enjoyable situation with addition friends from Milan. S.opened to her place with two dogs and a cat and so our vacation began with the sea,beach and eat-drink.
              

Biz denize girmek için "Aya Yorgi"yi tercih ettik genelde ve favorim kesinlikle Sole&Mare! 30tl ye karşılık aldığınız 1 içki fişiyle giriş yapabiliyorsunuz içeri rahatça. Bembeyaz dekorasyon masmavi denize öyle yakışıyorki. Yemekler güzel,fiyatlar istanbul ayarı ama hizmet kaliteli;) İçeride fazla para harcamak istemeyen arkadaşlara tavsiyem "happy hours"da içki almamaları. Çünkü happy hours fiyatları anlayışına ters düşecek şekilde pahalı.İçkisiz katılabileceğiniz o saatler de son derece eğlenceli benden söylemesi:)
Cafe Pi ise daha büyük daha rahat ve giriş fiyatı dışında fiyatlar Sole&Mare'den azzıcık daha pahalı. Yine de insanlarla kaynaşması rahat bir ortam. Genç işi:P
We prefered "Aya Yorgi" for the beach and my favourite one is Sole&Mare. You can get in easily for 30tl and one free drink coupon.I liked white decoration. Foods are good, prices are like İstanbul but service has more quality:) I suggest the people who don't want to spend too much money inside, don't buy any drink on "happy hours"time. Because the prices are higher than normal time. Other than that is more enjoyable:)
Cafe Pi is bigger and more comfortable but a little bit expensive  than Sole&Mare. But still it is sociable and has a relax atmosphere.
Babylon, perfect for family; Paparazzi is small; Marrakech is muggy.
Deniz dışında, süper evine bizi davet eden ve teşekkür etmeye doyamadığım dünyalar tatlısı Esen Teyze'nin (Teyze denemeyecek kadar genç) Beyaz Ev'inde geçirdik vaktimizi. Burası kesinlikle cennetten bir parça,tarif edebileceğim fazla kelime yok aslında. Herşey, herşey muhteşemdi. Leziz yemekler,hiç durmayan şirin köpekleri Lady ve eğlenceli Alara...Ayrılması zordu :D
Out of the sea, we spent our time at the house of lovely woman who invited us to her super place.This place is definitely a piece of heaven, no more words can describe the fact that. Everything was perfect. Delicious foods, their cute dog Lady and funny Alara..It was hard to leave:D
 Yemeklere gelirsem, Kumrucu Şevki "eh" kıvamında ama Reyhan Pastanesi'nde "rokoko" yemeden dönmeyin,asla! Ege yemeklerine girmiyorum bile onları zaten sınırsız tüketebilirim :) Alaçatı'daki "Boutique Hotel 7" nin de kahvaltısı fena değil.
If i say something about food, Kumrucu Şevki was "ok" but don't leave Çeşme before try "rokoko" in Reyhan Pastanesi. I don't even mention Aegean foods, i can eat them limitless. Also the breakfast of "Boutique Hotel 7" was not bad.
Özetle bol eğlenceli,gülmeli,yemeli,içmeli,dinlenmeli,dans etmeli,şarkı söylemeli çok tatlı bir tatil geçirdim. İhtiyacım varmış,anladım. Umarım sizinde tatiliniz istediğiniz gibi geçiyordur:)
Summerized i spent wonderful times there and i realized that this was what i need. I hope you guys are having a nice holiday too :)
xxx
Cansu

13 Temmuz 2013 Cumartesi

Chantal's Circus

İndirim sezonu hala devam ederken bir yandan da yeni koleksiyonlar vitrinlere çıkmaya başladı. Tabiki bu da beni çok heyecanlandırıyor :)
İç çamaşırı tasarımcısı olmak istediğimi küçük bir not olarak eklersem sanırım bu,bu ve sonraki benzer postların sebebini açıklayacaktır. Çünkü benim de çok beğendiğim Fransız tasarımcı Chantal Thomass'ın 2013-2014 Sonbahar-Kış koleksiyonuna göz atmak üzereyiz ;)
While the sale season is still continuing, new collection began to emerge showcases. Of course this makes me excited :)
I want to be a lingerie designer,so i think that explain the reason for this and my next similar posts. Because we are about to look through of one of my favourite French lingerie designer Chantall Thomass's 2013-2014 A/W collection.
     

Koleksiyondan ilk fotoğraflar bir sirkten. Klasik C.T tarzı, yeni detaylar ve her zamanki davetkarlığıyla karşımızda. Sirkleri sevdiğimi söyleyemem ama sirk temasını eğlenceli ve yaratıcı bulmuşumdur hep. O yüzden bu göndermeleriyle artı bir sempati duyduğumu söyleyebilirim koleksiyona.
First photos from collection from a circus. Showing up classic C.T style with new details and inviting.
I can't say i dont like circus but i think circus theme is always fun and creative. So i would say that it is more sympathetic with his circus signals :)
 
Saten ve tül gibi seksi kumaşlar kullanmış C.T. Her kış koleksiyonunda olduğu kadar siyahlar ön planda ama kırmızı,mor,beyaz,pembe ve bejler de yalnız bırakmıyor parçaları. Detaylarda ise dantelleri ve vücudu saran şeritleri görüyoruz.
C.T used sexy fabrics such as satin and tulle. As well as every winter collection blacks at forefront but red,purple,white,pink and beiges doesn't alone the other pieces. We're seeing the laces and body wrap ribbons on the detail.

Son olarak kişisel bir yorum yaparsam, gerçekten çok beğendim diyebilirim. Chantal Thomass tarzıyla yine seksi ve heyecanlandıran bir koleksiyon olmuş..Yeni hediyelikler ve ara sezon parçalarını şimdiden merak etmeye başladım bile;))
Lastly,if i make a personal comment, i can say i really like it. It was still sexy and excited the people with collection of Chantal Thomass style. Already starting to wonder even gifts and new midseason pieces ;))

Love.Cansu

25 Haziran 2013 Salı

Last tango in Milan


Ve neredeyse 1 yıllık Milano hikayesinin sonuna gelmiş bulunuyorum. Nasıl, hangi ara geçti fark etmedim bile. Aslında düşününce yıllar olmuş gibi geliyor buraya ilk geldiğim gün. Bilmem belki de dolu dolu geçtiği için öyledir. Bir sürü yeni arkadaşım oldu,çok anı biriktirdim. Yapabildiğim kadar gezdim,yedim,içtim. Hepsinden de keyif aldım,tadını çıkardım. Daha da önemlisi çok şey öğrendim! İnsanlara,arkadaşlıklara,aşka,kendini geliştirmeye ve daha pek çoğuna dair.
Şimdi ise veda vakti. Buruk bir duygu bu hepiniz tahmin edebileceği gibi. Vedaları da sevmem aslında. Sulu gözlüdür vedalar. O yüzden bu haftayı da gözlerim dolu geçiriyorum elimde olmadan. Alışkanlıkları terk etmek zordur ya ben onları bırakıyorum şimdi. Yine de burada hayatıma giren, bana bir şeyler katan,yanımda olan bütün güzel insanlar iyisiyle kötüsüyle teşekkür ederim yaptıklarınız için.
Ben saçlarımda tatlı bir deniz kokusuyla ayrılıyorum buralardan. Kim bilir ne zaman geri dönerim bilmem.
Kendinize iyi bakın xx cansu

And i came to the end of my Milan story. I didn't realize how the time passed that fast. The first time i came here feels like years ago when i think. I don't know,probably it passed the fullest. I had a lot new friends, saved a lot of memories. I travelled,ate,drank as i can. All the time that i spent here i enjoyed it. More importantly, I learned a lot. About people, friendship, love, improve myself, and that many of them.
Now the time say to goodbye. All of you can imagine that it is sad. I don't like to say goodbye also. Hard to leave habits and now i have to leave them. But thank you for all lovely people in my life and the people who add something to me in here. 
I'm leaving here with a sweet scent of the sea on my hair.I don' know when i come back again. 

Take care ! xx cansu

15 Haziran 2013 Cumartesi

GEZI Park

Yeni başlayan bir blog için uzun sayılabilecek bir ara verdim farkındayım. Gezdim,gördüm,eğlendim gibi keyifli postlar hazırlayabilirdim ama elim gitmedi, çünkü ülkemde çok daha önemli olaylar yaşanıyor. Biraz uzun bir post ama olaylardan haberiniz yoksa lütfen sonuna kadar okuyun
I know, had long break for a newbie blog. I could done some post like i traveled,i saw, i had fun but i could't. Because there is much more important things happening in my country. This is a little long post but if you don't have any idea about what happening in İstanbul please read UNTIL THE END.

Bugün Gezi Parkı direnişinin 19.günü. 19 gündür insanlar polise, devlete karşı parklarını korumaya çalışıyorlar.
Today 19th day resist of Gezi Park. People trying to protect the park against the police and state

Herşey 28 Mayıs günü başladı. Taksim meydanındaki Gezi parkını yıkıp yerine Topçu Kışlası (avm,İş merkezi) yapılmak istenmesi ve kepçelerin ağaçları yıkmaya başlamasına karşı çıkan bir grup, parkta toplanıp kamp kurarak bunu protesto etmeye başladı. Silahsız ve korunmasızdılar. Fakat polis bu zararsız topluluğa biber gazı ve tomalarla saldırmaya başladı,çadırlarını yaktı. İşte olaylar bundan sonra patladı.

Everything started 28of May.The goverment wanted to destroy Gezi Park and built a shopping mall instead of it. However, there was a group who protest it, started to camp there.They were without arm and protect. But the police began to attact to this harmless group with tear gas and water.They lit their tents and then everyting bursted after this.

Acımasızca saldırdılar. Biber gazı yağmur gibi yağdı,durmadan. Polis saldırdıkça insanlar çoğaldı,destek arttı. Gezi gitgide kalabalıklaştı. Doğal olarak da direniş Taksim ve çevresine yayıldı.
They attacked mercilessly. Tear gas fell non-stop like rain. Police continued to attack, the people multiplied and support increased. Gezi was getting more and more crowded. Naturally, the resist has spread around the Taksim.


31 Mayıs sabahı kesinlikle özel ve unutulmaz oldu. Binlerce insan köprüleri aşarak Taksim'e doğru yürüyüşe geçti.
On the morning of May 31 was certainly special and memorable. Thousands of people marched to Taksim bridges beyond.

Gece olduğunda olayla daha da şiddetleniyordu. Saldırılar sertti. Gözaltılar ve dayak başladı. Evet hepsini genelleyemeyiz ama görev bırakan ve istisnai bir grup polis dışında, polis insan gibi davranmıyordu.
At night, events becoming more severe. Attacks were tough and started detention and beating. We can not generalize all but the police didn't act like a human.

En unutulmaz anlardan biri de taraftar grubu ÇARŞI'nın bir iş makinası çalarak polis ve tomaları kovalaması, insanları korumasıydı.
One of the most memorable moment was the famous football team fans "Çarşı"(which are fan of Beşiktaş) chased the police and protect people by stealing work machine.

Dayanışma,kardeşlik,yardımlaşma ortamı hakimdi ilk günden beri Taksim'de. Direniş devam ettikçe katlanarak arttı. Direnişçiler meydanı terk etmedi. Kamp kurup orada yaşamaya başladılar. Artık revirleri,kütüphaneleri, mini çadır blokları vardı ve orada herşey bedavaydı. Üstelik söylendiği gibi yakıp yıkmak bir yana her sabah meydanda toplu temizlik yapılıyordu.
Brotherhood, solidarity,working together since the first day was dominated environment in Taksim. Resist continues to increase exponentially. Resisters did not leave the square. They started live there to set up camp. And they have  infirmary, library and mini tent block. Also everything was free and every morning the prostestors were cleaning Taksim square.

Bu arada başbakan ve diğer devlet çalışanları sert açıklamalarına devam etti her gün. Başbakan bizi "çapulcu" ilan etti. Geri adım atılmadı,özür dilenmedi!
By the way prime minister and other government employees continued their hard statements every day. Prime minister called us "chapulcu" They didnt step back and even didn't apologize.

Medya ise başbakanın yanındaydı. Direnişle ilgili hiçbir şey haber yapmadı. Onun yerine saatlerce penguen belgeseli vermeyi tercih etti en önemli kanallar.
On the other hand media supported prime minister. Didn't do any news about Taksim instead of it they chose to publish penguin documentary for hours.
Daha sonra avukatlar yaka paça tutuklanmaya başladı. Direnişte zarar görenleri savundukları,haklarını arayıp dava açmak istedikleri, adliyede eylem yaptıkları için!
The lawyers started to arrest after days. Defend those who harm the resist, they want their rights to sue and they protest that at courthouse!

Son günlere gelirsek, İstanbul'da polis saldırıları biraz daha azalmış durumda ama açığı Ankara'ya, İzmir'e, Adana'ya, Mersin'e ve direnişe destek veren diğer şehirlere daha çok saldırarak kapatıyorlar. Şimdiden 4 ölü, sayısız yaralı var.
Vali'nin annelere seslenerek "çocuklarınızı meydandan alın" çağrısına uyan anneler çocuklarını korumak için meydana geldiler. Çocuklarının yaptığı gibi etten zincir oluşturdular polisle park arasında. Cesur kadınlarımız yine başroldeydi her zaman olduğu gibi. Yaş,sınır tanımaksızın...
As for the last days, police attacks is decreased a bit more in İstanbul but still continue in the other cities in Ankara,Mersin,Adana,İzmir. There are already 4 dead and lots of  injured people.
The governer said "dear mothers, please come and take your children home" and all mothers came indeed to the park but didnt pick up their children.They came to protect them. They stood hand in hand between police and their children. Our brave women were in still in the lead role, as always. Age and without limits ...
3 gündür parkın ortasına kurulan kuyruklu piyanoyu da unutmayalım. Akşam olduğunda insanlar çevresinde toplanıp hep bir ağızdan kardeşçe, barış içinde şarkılarını söylüyorlar. Müzik ruha iyi gelen, birleştirici bir şey gerçekten.
Don't forget the piano in the middle of the park for 3 days. In the evening, people gathered around the piano and singing songs in unison of peace.It is a prove of, music is good for the soul and make people get together.

İlk 1-2 gün endişelendim yaşananlara ama bu direnişi görünce ülkemle,insanımla gurur duydum. Orada olamamak içimi sıktı. Benimki bu seferlik uzaktan bakmak, uzaktan yorum yapmak oldu ama şimdilik elimden gelen bu. Her ülkeden yapılan destek gibi ben de Milano'dan destek verdim direnen çapulcularıma. Yalnız değilsin GEZİ! Diren sakın PES ETME! Hakkın ve hakkın olanı AL!
First 1-2 days i worried about what happened in my country but after saw this resist, i proud with my people and my country. It was killing me not to be there but all i can do was looking and commenting from afar.Like all the countries who support this resist, i also support it from Milano. You are not alone GEZİ !