20 Mayıs 2013 Pazartesi

Mrs.Carter World Tour

Bu yazıyı yazmak için geç kaldığımı düşünüyordum ama herkesin hala bu konseri konuştuğunu farkedince daha fazla vakit kaybetmek istemedim. Tam olarak 2 gün önce bence dünyanın en seksi kadını olan Beyoncé Mrs.Carter World Tour kapsamında Milano'daydı.

I was thinking that it is late to write this post but when i realised that everyone is still talking about this concert, i didn't want to lose more time. Exactly 2 days ago the sexiest woman in the world in Milan within her Mrs.Carter World Tour.
 Biletleri Şubatta satışan çıkan ve bir saat içinde tükenen bu konseri büyük bir heyecanla bekliyordum ve işte o gün gelmişti :)

The tickets was on sale in February and as you can imagine it was sold only in one hour. I was really excited about it and finally the day has came 
Cumartesi sıcak başlamıştı ama sonradan başlayan yağmur Beyoncé hayranları için bir engel değildi. Saatler öncesinden Mediolanum Forumda beklemeye başlamıştık bile.

Saturday was getting hot but then the rain has started. It was not an obstacle for the Beyoncé fans because we already started to wait for hours at Mediolanum Forum.

Neyseki Beyoncé hayranlarını fazla bekletmedi ve sadece 20dk gibi normal bir gecikmeyle Ralph&Russo kostümünün içinde "Crazy in Love" ile sahnedeydi.

Fortunately, Beyoncé didnt keep her fans to wait so much and she was on the stage with "Crazy in Love" with her Ralp&Russo costume just with like regular delay of 20min.
Muhteşem bir enerjisi vardı ve sadece çıkış seremonisi bile nefes kesmeye yeterdi. Video ve ışık oyunları,dev ekranlar,sürekli hareket halinde bir sahne...

She had an amazing energy and even just starting ceremony was enough to cut off breathing. Video and light games, huge screens, a stage always on the move...
Şaşırdığım tek şey bir insanın bu kadar hızlı dans ederken üstelik bir şarkıda ağlamasına rağmen aynı güçlü sesi çıkarabiliyor oluşu ama sesi kadar duruşuyla da ne kadar güçlü bir kadın olduğunu yansıtıyordu. Sanırım o tam bir diva!

The only thing was surprised me that how a person can dance this fast even she cried at the same time and her voice does not change at all. But i think she shows herself as a strong woman with her strong voice and her stand. I believe that she is a DIVA !
Kaç kostüm değiştirdi gerçekten sayamadım. O hipnoz halinde bunu yapmak biraz zor oluyor açıkçası. Ama büyük bir çoğunluğu Emilio Pucci imzalı olan kostümlerin dışında Dsquared2,Givenchy, Vrettos Vrettakos, Julien McDonald ve The Blondes gibi tasarımlar da içeriyordu Mrs.Carter'ın dolabı.

I couldn't count how many costume she had changed. Obviously it's a little difficult to do when you are in hypnosis. But other than a majority of signed by Emilio Pucci costumes like Dsquared2,Givenchy, Vrettos Vrettakos, Julien McDonald and The Blondes designs are also included Mrs.Carters's wardrobe.
Ve tabi Beyoncé dansçılarını da unutmamak gerek
Konserin sonlarına doğru piyano üstünde başlayan seksi danstan hemen sonra Beyoncé sahneden indi ve hayranlarıyla biraz daha kaynaşmaya karar verdi.

Beyoncé came down the stage after began her sexy dance on the piano and then she decided to get closer with her fans at the end of the concert.
Ve sona geldiğimizde bu harika kadın bize 2 inanılmaz saat yaşatmıştı. Hiç durmadan dans edip şarkılarını hep bir ağızdan söyledi herkes aynı onun gibi:) Yine bir Emilio Pucci ile İtalyan bayrağı sallayarak veda etti bize.
Açıkçası bu şovdan sonra kendi ülkemin sanatçılarını düşününce onların tam olarak ne yaptığını anlamadım ama buna yakın bir şey yapabilmeleri için bile çok fazla yol kat etmeleri gerekiyor.

When we came to the end, this wonderful woman gave us 2 amazing hours. Everyone non-stop sang and danced like her. And she said goodbye to us waving Italian flag with Emilio Pucci costume.
Obviously after this show i didn't understand my country's artist about what they doing exactly but even they want to do something like that they have to work really hard for that.


18 Mayıs 2013 Cumartesi

Cumartesi Yazısı

Bir cumartesi için kulaklığını takıp şehirde dolanmak kadar basit ve keyifli bir etkinlik olamaz sanırım. Ben de tam olarak böyle düşündüm ve bir süredir gidemediğim ama sadece dolaşmaktan bile zevk aldığım bir kaç küçük mağazaya gitmeye karar verdim.

 I can not think of an enjoyable activity such as plugging the earpiece and strolling around town for Saturday. I thought that's exactly what i need and then decided to go a few small store which i like

HIGH-TECH

Burası için saklı dev bir labirent desem sanırım hiç yalan söylemiş olmam. Hala her gittiğimde yeni bir köşe keşfediyorum :P Hafif bir jazz müzik eşliğinde dolaşması güzel bir yer. Hatta inceleyerek dolaşırsanız eğer 1-1.5 saatinizi çalabilecek bir mağaza

I would be not lie if i say a maze of secret for this place. Every time i went there i discover a new part of it. It is a nice place to look around with jazz music. Even if you wander that place can steal your time like 1-1.5 hour

Sizi sevimli bir bahçeyle karşılıyor High-Tec
High-Tec welcomes you to cute garden
Milanolular oda kokusu işini biraz sevdikleri için girişte geniş bir bölüm var buna ayrılmışThe people in Milan like the room odor and thats why this store saves some space for this section.
Doğum yılına göre yapılmış kartlar minik bir hediye için iyi bir alternatif. Üstünde o yılın önemli haberleri ve içindeki cd de ise yine o yılın popüler şarkıları var.The cards which are organized by the year of birthday are a good alternative for a small gifts. On the top of these cards you can find the news from this year and also there is a CD inside of it which includes the popular songs of that year



CAMEO


Brera, Milano'da en sevdiğim yer sanırım. Burası için tek başına bir post bile hazırlanabilir ama bu seferlik küçük,şirin bir vintage butiğini yazmak istedim. Milano'da çok fazla vintage butiği var. Cameo en iyisi diyemem ama fiyat ve ürün aralığı geniş bir yer.

I think Brera is my favourite place in Milan. I can prepare a seperate post even for this place but this time i wanted to write a small,cute vintage boutique. There are too many vintage boutiques in Milan. I can not say "Cameo is the best" but is a place wide range of price and products.


Numarası olsa 1dk bekletmeyeceğim Jimmy Choo'lar :)
RIGADRITTO

Eğer siz de benim gibi kırtasiye canavarıysanız burası çıldırmanız için uygun bir yer:) Orjinal kutlama kartları, çeşit çeşit defterleri ve minik hediyelikleri var bu dükkanda. Ayrıca sahipleri çok güleryüzlü ve yardımcılar.

If you are addicted to stationery like me Rigadiritto is the right place to get crazy:) Original greeting cards, assorted books and have little souvenirs in this shop.Also the owners are very friendly and helpful


    

TIGER

Tiger gerçekten benim bebeğim :D Her türlü minik ve pratik ihtiyacı karşılayan, öğrenci dostu bir mağaza burası. Fiyatları çok uygun o yüzden fazla para harcamadan güzel şeylere sahip olmak istiyorsanız mutlaka uğramanız gerekn bir yer.

Tiger really is my baby  It provides all kind of tiny and pratical need, also it is a friend of student here because the prices are really acceptable.If you want to have nice things without spending so much money you should definitely stop by Tiger. By the way, Tiger is from Denmark and it is funny how an expensive country have a cheap store like that.


Ve günün sonu olabilecek en güzel şekliyle parkta miskinlik yaparak bitiyor:) Bu küçük gezinin en sürprizli yanı High-Tech de karşıma çıkan ve yaz dolabı için kilit parça olan Toms'lara sahip olmaktı. Kahvem,müziğim ve yeni ayakkabılarımla keyifli bir haftasonuna başladım sanırım ben. Sizin için de eğlenceli bir haftasonu olsun :)

So my day ended with all chiling and relaxing at the park. The biggest surprise of this trip was a having a Toms which were just appearing in front of me at High-Tech. I think i started a pleasant weekend with my coffee, music and of course new shoes. Have a nice weekend to you tooooo!






12 Mayıs 2013 Pazar

Bologna..Bologna..

Havanın son derece güzel olduğu cumartesimi Bologna'da geçirmeye karar verdim ve kaptım makinamı düştüm yollara. Yıllardır merak ediyordum nasıl bir yer diye ama gidememiştim. O yüzden kısıtlı zamanımın kaldığı Milano'da merakları gidermenin tam zamanı :)

Yesterday i decided to spent my time in Bologna. Then took my camera and i was on the road again. I was wondering many years about this city but couldn't have a chance to go there. Now that's the time :)



Piazza Maggiore'ye ulaştığımda kalabalık olması normal geldi ama nedenini kısa süre sonra anladım. Daha önce bu kadar çok Lamborghini'yi hiç bir arada görmemiştim:) Meydan kapalı ve yüzlerce araç sergileniyordu ama bütün sokaklar da onlarla doluydu. Erkeklerin ilgisinden bahsetmiyorum bile...Gerçekten görülmeye değerdi.

When i came to Piazza Maggiore, the crowd was normal first but then i understood the reason behind that. I've never seen before hundreds of Lamborghini at the same time. All the streets were full of Lamborghinis. I'm not even talking about men's interest...
Arabalardan kendimizi koparabildikten sonra şehre yukardan bir bakış atmak için önemli yapılardan biri olan Torre Degli Asinelli'ye tırmanmaya karar verdik. Kaç yüz merdiven çıktım bilmiyorum ama tepeye ulaştığımda buna gerçekten değmişti ;)

After Lamborghinis we decided to go up the Torre Degli Asinelli. I don't know how many stairs i climbed but when i arrived the top, it was worth it ;)



Öğle yemeğine sıra geldiğinde tercihim tabiki bolonez soslu makarnaydı. Bologna'da meşhur olduğunu öğrenip denemeden dönmek olmaz dedim ama açıkçası İstanbul'da bile daha iyilerini yemiştim :P

When it was time for lunch, of course i prefered to eat pasta al ragu. I told myself that i should definitely try this well known pasta in Bologna but honestly i ate the better one in Istanbul -sorry- !


                                     
Tam bir turist modumda olduğumdan "Bologna'da bir Venedik" ortamınının görülmesini sağlayan o küçük pencereyi de aradım,buldum. Su görülen nadir yerlerden ama yine de şirin.

Of course i was such in a tourist mood and i was looking for the little window that the people feel like they are in venice and finally i found it. I think it is quite cute place.

Sonrasında bir kaç vintage butik gezmeye karar verip via S.Leonardo'ya doğru yola koyulduk. Bu butiklerin de iyi olduğunu söyleyemeyeceğim ama şehrin en şirin sokaklarından birine sahipti bence. Yolunuz düşer gitmeye karar verirseniz yol üstündeki Olivo'da (Piazza Aldrovandi 23) bir şeyler için mutlaka. Dışarısı çok şirin içerininse dekorasyonu başarılı. Ayrıca kokteylleri ve garsonlarına da hiç fena değil ;)

Then we decided to go some vintage shops in via S.Leonardo. I can't say any good things about this boutiques but i think was the cutest street in the city. If you decide to go there, have a drink in Olivo (Piazza Aldrovandi 23). Decoration, coctails and waiters were just perfect. You wont be regret  ;)
Son olarak meydanın açılmasıyla Neptün Çeşmesi'ne de ulaşabiliyoruz. Kendi halinde bir çeşme hatta yakın olmasa bile bana Floransa'da ki Neptün Çeşmesini çağrıştırmadı değil ama yinede güzel.

Finally we can reach the Neptun fountain. It hasn't got an speciality and actually it reminds me the fountain in Florence but it is nice anyway



4 Mayıs 2013 Cumartesi

ON AIR!

Güneşli bir Milano gününden herkese merhaba :)
Uzuun bir açtım açıcam döneminden sonra ilk postumu yazmak için oturabildim sonunda.
Blogumla ilgili emin olduğum tek şey "bugün ne giydim" gibi bir sayfa yapmak istemediğim. Onun dışında bol bol ne yedim, nereye gittim, neler yaptım postları görebilirsiniz. Benim tarzım şeyler yani
İlk tanışma yazısı olduğu için uzatamayacağım.Yakında tekrar görüşmek üzere;) Hoşgeldiniz..

Hi everyone:)
Finally i am writing my first post. That is not like a "what i worn today" page style. Other than that you can find posts like"what i ate, where i went, what i did.." My style stuff..
That's all for now. See you soon;) and Welcome..

Cansu